20 Haziran 2014 Cuma

Ekmel Bey'e Saldırınin Arka plani

E.ihsanoglu'nu karalama kampanyası hemen başladı...
Hedef CHP kitlesini zayıf yerlerinden vurup adayı sectirmemek...
Kimler bu işe soyundu?
Erdoğan' a karşı en sert muhalefeti yapan, ulusalci Doğu Perinçek'in Aydınlık Gazetesi, ve ulusalci Soner Yalçın'in Odatv'si ve CHP lilerin cok severek okuduğu Sözcü gazetesi...
Amaçları bilinmeyen Ihsanoğlu'nu anlamak, anlatmak değil, kafalarindaki senaryoya göre zihin kayması yaptırmak.
Bu arada ön yargılar, eksik bilgilendirmeler, bağlamından kopartılan örnekler ile karalamlar yapmış olmak hic onemli degil.
Hedef varsa yoksa CHP tabanındaki endişe ve şüpheleri fırsat bilerek kuşkulari tepkiye çevirmek...
Bunu yaparken de bu  kampanyanin Erdoğan'nin işine yarayacağıni soyleyerek bir başka carpitma ile masumiyet oyunu oynamak...
Bu goygoyculuk, oprtunizm türü oyunlari benim kuşağım cok iyi bilir...
Biz bu Maocu artığı yaygaraci leşleri cok iyi tanırız...
Ihsanoglu'nun eleştirilecek yanlarıni soylemekle kendini daha iyi hisseden solculuk hastalığından da kurtulamadık bir türlü.
Bu da isin başka bir yönü.
Söylenecek sözü dışında başka bir eylemi olmayanlarin  sorumsuzluğuna eyvallah demeye gönlüm razi değil.
Etrafımız kurtlarla dolu...
Erdoğan'nin devri kapaniyor...
Cunmurbaskanligindaki planı bunun nasıl geciktirilebilir oluşunu aramaktan ibaret.
Kazansa bile eninde sonunda gidecek...
Ama daha cok zarar vererek ve can yakarak..
Kazanamama ihtimaline göre de planı var elbet, ama oda sonuçu degistirmeyecek...
Erdoğan döneminin sonuna geldik...Kendi icinde tepismelerin, zıtlaşmalarin dumanı tütüyor artık.
Ortadoğu cemberi icindeki sıkışma da bu sürecin bir sonucu ve hatta etkeni olma yolunda...
Kürtlerle barış sürecinde cuvallamasi da aynı...
Artık kimse Erdoğan giderse daha kötü olur diyecek noktada değil.
Ama bir dakika...
Ergenekon davaları hukuksal zemindeki hatalar nedeniyle simdi geri tepen bir silaha dönüştü.
Onu da yüzlerine gözlerine bulaştırdilar...
Mustafa Kemal'in askerleri artık özgür...
Bu bile bir dönemin kapanışının göstergesi sayılır.
Simdi birileri, iştahla eski  Türkiye'deki günlerde kalan statülerini geri kazanma sevdasına düşebilirler...
Iktidara yakınız, engeller azaldı, gün bu gün telaşında firsatlari kaçırmak istemezler...
Kimler onlar?
Belli değil mi goygoycular, oportünistler, daha fazla ad larını vermeme gerek var mı?

Ekmeleddin Ihsanoğlu

E.İhsanoğlu'nu Google'dan cımbızlama "bilgiler"le değil yakından tanıyan, güvenilir akademisyen ve gazetecilerin ağzından tanımaya başladık. Şimdi daha rahat bazı öngörüler yapabilecek noktaya yaklaşıyoruz.
Bir kere CHP-MHP bir çatı adayını belirlemekle 2.turda otomatikman yaşanacak bir ortak buluşmayı ilk oylama öncesi sağlamakla akıllılık ettiler gibi geliyor bana.
Düşünün, ikinci tura parçlanmış halde % 50 nin altında kalan 3-4 adayla gitmek yerine ilk turu başabaş bitirecek bir çatı adayla gitmek akıllıca bir taktik. İkinci turda kazanmayı garantileyecek ivmeyi yakalama olasılığı daha fazla olacak. Hatırlayın, oyun teorisi dersleri...
İkincisi, Siyasi bir kimliğe sahip olmayışı dezavantaj değil avantaj...Bunun ne demek olduğunu aşağıda tamamını alıntıladığım yazıda okuyacaksınız. C.Çandar ince zekasıyla bunu çok iyi yakalamış, bütünüyle katılıyorum..
Erdoğan'nı alt etmek için onun kutuplaştırıcı, ötekileştirici uslubuna ve yöntemlerine başvurma gereğini duymayacak bir üst aday kimliği taktiksel olarak işe yarayabilir...
Bence en önemlisi, Erdoğan gibi otoriter tek adam yönetimini adım adım güçlendirmek isteyen bir siyasetçiye karşı böyle bir adayla çıkılması bütün "ideal" çözümlerin askıya alınması pahasına daha önceliki olmalı diye düşünenlerdenim..
Elbette burada kilit sorun Kürt sorununun çözümü için başlayan bir sürecin yarıda kalma tehlikesi...Bunun yarattığı endişe zaten İhsanoğlu'na ve CHP'ye gösterilen tepkide kendini belli etti. Hakılılar...
Ama bu konuda peşin hükümle hareket etmek yerine diyalog yollarını açık turmak mantığıma daha uygun geliyor.
Sonuçta Erdoğan'nın seçimi kaybetmesi iktidardan uzaklaşması anlamına gelmeyecek, unutulmamalı...
E.ihsanoğlu da ille de başkanlık sistemi demeyecek onun gibi...
Bir tehlike geri savuşturulacak...
Burnu sürtülen ve tek adamlık iddiasında geri adım attırılacak bir otoriterliğin yenilgisi mümkün mü, onu tartışmalıyız.
Yoksa yolun başındayız daha...
İşimiz yeni başlıyor...

HERŞEYE RAĞMEN...

Her şeye rağmen dirençli olmak zorunda toplum.  BirGün Gazetesi çok önemli bir vurgu yapıyor: "Devletin olanca gücüyle saldırılarını sü...