10 Haziran 2022 Cuma

İNSANA DOKUNAN HİKAYELER: BAY NE VE ARKADAŞI


 

Bay NE Ayvalık'da  bir dükkan adıdır aynı zamanda. Burada yaşayanların çoğu bilirler. İşi düşenlere yolu tarif ederler, güvence vermeyi de unutmazlar. Küçücük bir yerdir, tek kişinin sığacağı kadar küçüktür. Daracık kapısından başınızı uzatıp, yanınıza gelmesini isteyebilirsiniz ancak. İçeri giremezsiniz. Yasak olduğundan değil. Geçerken zorlandığınız daracık bir koridorun ucunda masasının kenarında çalışır  Bay Ne. Dükkan ağzına kadar,  bozuk veya teslim edilmeyi bekleyen aletler veya  atılma zamanı gelmiş   değerlendirilmeyi bekleyen hurdalarla doludur. Üzerlerinde iliştirilmiş bir kimlik, arıza notu, ne zaman geldiği, son durumu, bekleme süresi gibi  bir bilgi yoktur. Karışık gibi gelebilir size ama değil, hepsi sırasını bekler ve sahibince bilinir sadece.  Bu dağınık  manzaraya bakanlar görüntüye bakıp  kaybolur, unutulur, karışır diye endişelenmez, kuşkuya kapılma hiçbiri. Sahipleri gibi, işini yapan usta da böyle düşünür. Arızalı aletler o kadar çeşitlidir ki burayı tanımayan birinin ilk bakışta aklı karışır. Gerçekten akıl erdirmek zordur önce. Ama Bay Ne o kadar işini iyi yapan  bir insandır ki, glenler derdini söyledikten sonra  kuşku duymadan ayrılırlar yanından. Nasıl olsa  emin ellerdedir artık bırakılan emanet.

 

Bay Ne eski bir makine teknisyenidir. Uzun yıllar çalıştığı şirketlerde kurulan yeni tesisleri devreye sokan  çalışmaları yönetmiş,  müthiş yaratıcı, becerikli bir insandır! Dükkana gelen her sorunu önce dikkatlice dinledikten sonra yapılacak işi belirleyip arızayı   düzeltmeye çalışır.  Onun sihirli elinin  değmesi bozulmuş, tamiri gereken aletlerine yeniden kavuşmak isteyen müşterileri için son bir umuttur. Bay Ne’ye göstermeden  asla çöpe atılmayacaktır hiç biri. "Bir de Bay Ne baksın buna" denir.  O da, "Getir, bir de ben göreyim" der. Böylece  çalışmayan ne varsa, aklınıza gelmeyecek kadar çeşitte hayatımıza girmiş, vazgeçemediğimiz, sahip olmak için bir sürü fedakarlıktan sonra edindiğimiz, bu aletler   dükkana gelip tamir sırasına girecektir  dükkanda.  Bay Ne, ne gerekiyorsa yapar. Yapılacak bir şey kalmadıysa onu da dosdoğru sahibine söyler. Eğer böyleyse getiren kişi  sözüne güvenir, başka bir çözüm olmadığına  inanır, "atalım gitsin o zaman" der, oraya bırakır. Bay Ne bu işe yaramaz sanılan hurdayı, "bana ne demez", kabul eder. Az  bulunur derecede kibar bir insandır Bay Ne. Kimseyi üzmez, kırmaz. O kadar narin biridir. Bu yüzden tamir edilemeyecek aletler de dükkanda birikmeye başlar bir yandan. Icerdeki kalabalığın bir sebebi de budur. Bay Ne bunları alması için  ara ara, tanıdığı olan bir eskiciye haber verir, karşılığında bir şey istemez. Eskici  geri dönüşümcülük yapan  eski bir Beyoğlu  aşçısıdır. İstanbul'da çok iyi yerlerde çalışmış tecrübeli bir mezeci şeftir. Uzun yıllar bu işe emek verdikten sonra herkesi doyurmaktan yorulmuştur. Artık dinlenmek istemektedir. Ayvalık'a yolu düşmüş, buraya yerleşmiş,  simdi de geri dönüşümcü  olmuştur. Bay Ne çağırdığında  dükkanda birikmiş  bozuk aletleri elden geçirir, içinden işe yarayacak malzeme ve parçalar ayıklar, sonra ücretsiz olarak, kullanması için yeniden Bay Ne'ye geri verir. Diğer kalanları da hurda olarak satar.

 

Simdi onları tanıdınız. İkisi de işe yaramaz sandığımız şeylere hayat verirler. Böylece hayatın devamlılığına katkıda bulunurlar. Kullanılmaktan yorulmuş  eşyalara ömür katarlar. Çevrenin daha az kirlenmesine  engel olurlar. Her arızada kolayca kullanmaktan vazgeçilen, yenisi ile sürekli değiştirilen tüketim çılgınlığına kendince “dur biraz” diyerek  kolaylaştırıcı olurlar. Hızla kirlettiğimiz bir dünyamıza bir  çeşit sürdürülebilirlik katma çabası deyin isterseniz. İtiraz etmem.

Bazı küçük hikayeler böyledir. Hiç beklenmedik bir yerde karşınıza çıkarlar. Biraz içine girip kurcaladığınızda başka keşiflere çeker sizi, şaşırtarak.  Hiç bir şey dıştan göründüğü gibi değildir. Bu iki kahraman gerçek kişilerdir. Bu anlattığım   hikaye de kurmaca değildir.


HERŞEYE RAĞMEN...

Her şeye rağmen dirençli olmak zorunda toplum.  BirGün Gazetesi çok önemli bir vurgu yapıyor: "Devletin olanca gücüyle saldırılarını sü...