Türkiye'de farklı bir seçim sonrası gerilim yaşanıyor.
Kaybedilen seçimin sonuçlarını sindiremeyen iktidar yenilgiden ders almak yerine seçimden zaferle çıkan muhalefeti gerilime iten kışkırtıcı bir tavır içinde.
Seçimleri kanunsuz yöntemler kullanmasına rağmen keybetmeyi hazmedemiyor .
Bu sonuçtan demokrasiye uygun bir uzlaşı ile dersler çıkartması gerekirken hukuk tanımayan alışkanlıklarını devam ettiriyor.
Seçim öncesi güvensizlik ortamını seçim sonuçlarını inkara vardıran huzursuzluğa kaydırıyor. Bu yolu başarısızlığını gölgelemek uğruna tercih ediyor.
Çok büyük hata yapıyor.
Türkiye halkları demokrasiyi ve hukuksal haklarını sonuna kadar savunarak birleştikleri çizgide etkili bir toplumsal muhalefetin yapı taşlarını döşemeye hazırlanıyor.
Bunun merkezinde yer almaya aday en güçlü parti olarak CHP böyle bir muhalefetin belirleyici gücü olmak zorunda.
Yenilmiş mevcut iktidara karşı demokrasiye sahip çıkacak bir muhalefetin bütün toplumsal katmanları ve dinamikleri kapsayacak bir derinliğe kavuşması gerekiyor.
İktidarın siyasal gündemi kendi lehine çevirme çabalarını durduracak asıl meselelerin konuşacağı toplumsal bir dinamizm er geç hayata geçecek.
Türkiye önce demokrasi ve hukuk rejimini anayasal güvence altına almalıdır. Ekonomik refah seviyesini de içeren toplumsal llerleme halkların eşit ve özgürce kenetlenecekleri böyle bir başarı ile elde edilecektir.
31 Mart seçim sonuçları bunun mümkün olacağını gösteren emareleri içeriyor.
En azından sonuç almaya bir adım daha yakın bir yerdeyiz.