27 Haziran 2023 Salı

YAŞ YETMİŞ DERKEN...


İnsan ömrü çok kısa demeye başlamışsanız son kulvarı artık ağır adımlarla bitirmenin zamanı gelmiş demektir. "Henüz yolun başında sayılırız, daha yapacak çok işimiz var" diyorsanız moralinizi bozmak istemem ama, uzun yaşamanın güzel geçmesini sağlayacak başka formüller de bulmalısınız derim.

Yaşıtım sayılır bir arkadaşımla geçenlerde  yaşlılık hakkında  konuşurken bana ilk itirazı, "sakın o kelimeyi ağzına olma" demek oldu. Herkes gibi korkuyordu o da yaşlılıkla yüzleşmekten; işine odaklanmış  başarılı bir sanatçıydı, korkusunu gizleyecek çareyi sürekli çalışmakta, üretmekte bulmuştu.

Sonunda öleceğimizi bilmek ruhumuzun derinlerine aşılanmış  gizli bir kabullenmedir aslında. Bu bilgi farkında olmadan , hayata bağlanmamızı sağlayacak  davranışlara yöneltir bizi. Ölüm korkusu ile yüzleştiğiniz anda ise kendinize başka bir hayat tarzı seçmek için, geç kalmadan ne yapabilirim diye düşünmeye başlarsınız. Gidilmedik yerlere, hiç yaşanmamış maceralara, ertelenmiş keşiflere yönelmenin  tam zamanıdır. Başarabiliyorsanız yeniden doğmuş gibi sayarsınız kendinizi. Bu yüzden yaşlılık bir fırsatlar ülkesinde gezintidir aslında. Eğer sağlıklı  kalabilmişseniz verilmiş bu ikinci şansı sonuna kadar kullanmaktan vazgeçmeyin.

Büyüklerimiz "yaş yetmiş, işi bitmiş" derlerdi. Tıp bu kadar ileri değildi o zamanlar, insan ömrünü sağlıklı olarak tamamlamayı sağlayacak bilgilerden yoksunduk. Ama şimdi öyle mi? Ama asıl mesele ne kadar uzun yaşamakta değil, bize verilen dilimi nasıl kullandığımızda. İlerlemiş sayılacak  yaşın ne olduğu da kesin değil ayrıca- herkese göre değişir bu. Elbette ölüm gerçeği ile birlikte yaşamaya alışmak zor bir yetenek; hatta hayatta edineceğimiz en zor kazanım. Bunu başarabilmek için elbette temel ihtiyaçlarınızın yeteri kadar karşılandığı maddi imkanlar da gerekli ve sizi çevreleyen toplumsal hayatın sizi esir almayacak kötülüklerden, şiddetten, acılardan kurtulmuş olması önemli. Bunlar yok diyorsanız ve mücadeleden vazgeçmişseniz  zaten yaşlanmayı kabullenip ölüme yakınlaşmaya, bir çözüm olarak görüp kendinizi boşa çıkarmaya isteklisiniz demektir. Kendinizi böyle duygulardan uzak tutun bence.

Yaşlılık bencil olmamayı öğreten, hayatı eksiksiz bir  fırsata dönüştüren ayrıcalıklar dolu olabilecek bir dönem bence. İnsanca yaşamanın ilkelerini ruhumuza kazıyan, kusursuzluğu tarif eden başka sıfatlar aramanın, asıl huzuru sağlayacak fedakarlıkları öğrenmenin, başkaları için de yaşayarak hayatı anlamlandırmanın, geride iyi bir öykü bırakarak ayrılmaya hazırlanmanın bir fırsatı sayılmalı.  Hayatta geriden gelenlere iyi bir fırsat vererek yer açabiliyorsanız hayatı boşuna yaşamadım diyebilirsiniz.  Başarabiliyorsak bunu, mutlu olarak ayrılacaksınız bu dünyadan demektir. Asıl başarının  uzun yaşamakta değil bu dediklerimde saklı olduğunu biliyorum ve o yüzden  iyi ki yetmişli yaşlarımı gördüm diyorum sevgili dostlarım.


PARÇALI BULUT

(Karıma)


Yaşlanınca sonbahar renklerine 

dönüyor yüzün

Ve bütün hikayeni dinliyorum

yeniden 

Bir pencere açıyorum geçmişe 

Dayanabiliyorsak böyle başarıyoruz 

yaşamayı 

Her şey yerli yerinde

Neşeyi ekledik kedere 

Terk etmeyi de öğreniyoruz işte

Birlikte

10 Haziran 2023 Cumartesi

DEĞİŞİM Mİ DEDİNİZ?

 Mayıs seçimleri için milletvekili adayı olmaya talip kişiler arasından seçmeler nasıl yapıldı sorusu bence önemli. CHP bu günlerde değişimin önce parti içinde başlaması gerektiğini tartışıyor. Ya da bizler öyle olduğunu sanıyoruz. Bu konuda neler olacağını yakında öğreneceğiz. Ben yaşadığım kentin sorunlarına sahip çıkacak doğru adayların belirlenmesi için hakkım olan uyarıyı yapmak üzere bazı milletvekillerine aşağıda okuyacağınız mektubu göndermiştim. CHP  merkez yönetiminin yaptığı tercih farklı olduğunda üzülmüştüm. Seçimlerden sonra geldiğimiz noktada tartışılması gereken sorunun yaşanan aday belirleme sürecinde   bir kez daha ortaya çıktığını düşünüyorum. Yaşananlar aslinda bir sonuç. Yanlışlığın nereden başladığını açıklayan bir örnek.

 Bu, bir zihniyet ve siyaset yapma biçimi olarak değişimin ne kadar zor olduğunu da açıklıyor bize. Bu nedenle yazdığım mektubu bir kere daha hatırlatmak istedim.


Sayın Milletvekilim,

Size Kırklareli'nden sesleniyorum.

Yazacaklarımın hiç bir şahsi bağlanma ve beklentiyle ilgisi olmadığını düşünmenizi özellikle rica ederim.

Ben emekli olmuş, doğduğum yerlerin coğrafyasına, tarihine, kültürel varlıklarına duyduğum saygıyla elimden geldiğince araştırmalar yaparak yararlı olmaya çalışan sade bir insanım.

Biliyorum, benim yazacaklarım belki sizlere yadırgatıcı gelebilir. CHP gibi köklü siyasi gelenekleri olan bir partinin değerli yöneticilerisiniz. Elbette deneyimleriniz ve sorumluluklarınız nedeniyle en doğru kararı vereceğinizden kuşkum yok. Ben sadece kendi söz hakkımı kullanmak isterken, partinizin bu seçimlerde ve sonrasında  başarılı olmasını dilemekten başka bir amaç taşımıyorum.


Sayın Milletvekilim,

Tek arzum, ülkemizin çok kritik günlerden geçtiğini bilerek, yaşanan ciddi sorunlarımızı çok boyutlu ele alacak yeni bir siyaset yapma bilincinin artık yeşermesini görebilmektir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun önderliğinde başlayan bu yenilenme süreci paritiye olan güveni çoğaltacağı gibi ülkemizin kaderini de belirleyecektir. Tek dileğim ülkenin zenginliği, bunun adilce paylaşılacağı bir refah düzeyine erişilmesi, devletimizin hukuk temelinde hak ve özgürlükleri kollayıcı  çağdaş bir görünüme kavuşmasıdır.


Sayın Milletvekilim,

Bu seçimlerin kaderi bir bakıma CHP ve diğer ilerici, demokrat, toplumcu, cumuriyetçi, Atatürk’ün öğrettiği ilkelere sadık siyaset kurumlarının başarılı olmasına bağlıdır. Bu nedenle artık bu inanca uyum sağlayacak, onu güçlendirecek, fikirleri ile besleyecek taze kanlara ihtiyaç vardır. Bunun önemini hiç şüphesiz benden daha iyi biliyorsunuz. Ben sadece, beni bağışlayın, söylemesem olmazdı diyerek, bir vatandaşlık borcumu yerine getirmek için düşüncelerimi göndermek istedim.


Sayın Milletvekilim, 


Kırklareli il olarak ekonomik ve sosyal alanda çok kritik bir dönemecin eşiğinde bulunuyor. Detayına girmek istemiyorum, ama il olarak bölge hayatını etkileyecek hızlı bir dönüşüm başlamış durumda. Bu sürecin doğru ilkelere dayanan ciddi bir planlama ile toplumcu ve doğa dostu anlayışla yaşanması gerekiyor. Bu nedenle yukarıda belirttiğim gibi bu aşamada ilimizi temsil edecek genç ve dinamik kadroların doğru belirlenmesi çok önem taşıyor. Temel kaygılarımdan biri de budur. 


İlim için sürdürülen  aday belirleme çalışmalarınızda sizlere başarılar diliyor, iyi haberlerinizi bekliyorum.


Saygılarımla

SEN UÇUŞU HATIRLA

 Benim yazamadığım şeyler yazdıklarımdan daha değerli olmuştur hep. Bunu bilerek, yazdığım şeyleri pek önemsemem, hep ileriye bakarım. Öğreneceklerimin bana katacaklarına. Bu gün ne düşündüğümün değil, ileriye sarılmış bir düşün peşinde sonsuz bir sarmalın büyüsüne bağlanırım. 

Eskide kalanları hepten dışlamak sayılmaz bu. Çünkü her insan geçmişi ile bir bütündür. Ondan beslenirken, hesaplaşır da. Eski yazılarımı bu gözle saklayıp arada bakarım. Eğer aynı yerdeysem bazen sevinir bazen kahırlanırım. 

İnsan değişim ile kalıcı olan şeyler arasına sıkışıp kalmış çaresiz bir varlıktır çoğu zaman. Ama bu acınılacak bir şey değildir. İnsan tek başına var oluşunu istediği bir kalıba sokamaz. Ama bun yaparken gösterdiği bir çaba var mıdır? Bence burası önemli. Düşerken de uçmasını bilmeli kuş. Füruğ Ferruhzad'ın şiiri aklimdan çıkmaz hiç:

Kuş ölür sen uçuşu hatırla.

HERŞEYE RAĞMEN...

Her şeye rağmen dirençli olmak zorunda toplum.  BirGün Gazetesi çok önemli bir vurgu yapıyor: "Devletin olanca gücüyle saldırılarını sü...