23 Haziran 2021 Çarşamba

KÖTÜLER DÜŞÜNSÜN

 Her pazartesi paylaştığım yazılarımı bir süre  Ayvalık  Postası olarak okuyun lütfen. Hayatımın  Ayvalık yarısı İstanbul'u düşleyerek geçer. Kışın da tersi olur. Hayat hep böyle geçer zaten. Her şey kavuşana kadar başka bir güzelliğin içinde sarılıdır size sunulmaya hazır. Değeri unutulur kavuştuktan sonra, hem de hiç farkına varmadan. Yaşadığınız anın hakkını verin  der dururuz da uygulamaya gelince unuturuz bazen bunu. Mutlu olmak insanlar için ne kadar zor değil mi? Oysa sabahları kumruların ve serçelerin seslerini dinleyerek uyanıyorum burada. Onların ne kadar mutlu olduklarını düşünerek kendime moral yüklüyorum. Kahvaltıdan sonra rutin hale gelen sabah yürüyüşüm için bana daha sakin gelen Şirinkent yolunu seçiyorum. Ağaçlarla, yabani bitkilerle konuşuyor, yol kenarında boyları  uzamaya başlayan sazlıktan geçerken mutlu oluyor, dinlenmek için oturduğum bankta İpek kafenin olduğu koydaki ışık oyunlarını  seyrediyorum. Bu fazla uzun sürmüyor, vücudumu tembelliğe alıştırmadan yeniden yola koyuluyorum. Dönerken Basın Kent'in bahçelerinden geçiyorum. Oradaki dev kaktüslere merhaba diyorum, pembe zakkumları içimden öpüyorum, ağaçların arasından duyulan kuş seslerini  dinliyorum. Adımlarımı hızlandırıyorum sonra. Güneş fazla yükselmeden eve varmalıyım. Yorgunluk garip bir şekilde  mutlu olmanın işareti buralarda. Çünkü yorulduysanız yaşıyorsunuz demektir. Bir öğlen uykusu ise bu yorgunluğu üzerinizden atacak bir ilaç size. Her şey bu kadar basit değil burada elbet. Sorunlar, yapılması gereken işler, tartışmalar da günün bir parçası. Ama insan her şeye rağmen huzurlu ve yaptığının doğru olduğuna inandığında zorluklarla daha iyi savaşabiliyor. Uzun lafın kısası burada hayat çabuk geçiyor. Kötüler düşünsün.

HERŞEYE RAĞMEN...

Her şeye rağmen dirençli olmak zorunda toplum.  BirGün Gazetesi çok önemli bir vurgu yapıyor: "Devletin olanca gücüyle saldırılarını sü...