Dün paylaştım. Birgün Gazetesinin başlığı Sarayı muhalefeti bölme hesapları üzerineydi. Yazı uzun. Bilmiyorum okuyabildiniz mi? Aynı gün arkadaşım Mehmet Enver Altın 'dan bir roman incelemesi geldi. Avusturyalı bir yazarın eserine aitti. Yaşadığı dönemin sıkıntılarına boyun eğmeyen bir karakterin ülkesinin durumuna eleştirel bakışıyla ilgili. Joseph Roth'un İmparator Mezarlığı romanı bana çok ilginç geldi. Mehmet gönderdiği yazının başında şöyle bir alıntı da yapmış:
"Metternich rejimi, kendisini çevreleyen saray, ordu ve bağlı bürokrasisi ile halkta anarşi yılgınlığı yaratarak Ulusal Muhafız ve Halk Komitelerini dağıttı. İzleyen bir kararname ile Anayasa ve Seçim yasası askıya alındı. Etrafına iyi eğitilmiş, yeniden örgütlenmiş Avusturya ordusu ile Radetzky gibi karşı devrimciler, başları üzerinde dam yanarken, teorik safsataları tartışan ilerici güçleri ezip geçtiler. Almanya’da Devrim Karşı Devrim, F. Engels, Birlik Yayınları, Şubat 1975 "
Metternich rejimini dönemin Fransız ihtilali ile başlayan milliyetçi akımlara direnen monarşinin son çırpınışları diye düşünün. Avusturya imparatorluğunda başbakanlık yapmış bir isim. Yapılan alıntıda verilen özetin Türkiye ile benzerliğini kurmakta hiç zorlanmadığınızı tahmin ediyorum. Tam olmasa bile andırıyor değil mi?
Farklı günlerden geçiyoruz derken gelecekte nasıl bir ülkede olacağız sorusunun cevabını arıyorum boyuna.
Yapılmak istenen ana muhalefetin halkın itiraz sesini yükselten bir temsiliyeti üstlenmesi üzerine demokratik sürecin toptan askıya alınmasından ibaret.
Birgün'deki yazıda da özetendiği gibi 1980 darbesinin komutanlarının açtığı yolda ilerleyen bir demokrasiyi yok etme süreci hayatın bütün akışına müdahale olarak karşımıza dikilmiş durumda. Seçilmiş belediye başkanlarını yargısız infaz yaparcasına gözden düşürmenin, seçilmişlere yapılan haksızlık kadar onları seçenlerin iradesine bir darbe olduğunun herkes farkında. Yani artık başımızdaki rejim bize ya itaat edersiniz ya da size söz hakkı -buna oy hakkı da diyebilirsiniz- tanımam ısrarında.
Monarşinin artık tarih olmuş direnişini andıran, şimdiyse başka bir çerçevede kurulu düzenin değişime karşı çıkışıdır bu. CHP gibi ülkenin en eski partisini kapatmaya varacak kadar gerçeklerden kopmuş bir planın esareti altındayız şimdi.
Olacak olanları bu gerçeğe odaklanıp yorumlayarak aklı başında herkesin bu duruma seyirci kalıp kalmama arasında bir tercih yapması lazım.